herofis LIJI abt abt abt
abt abt
abt abt doper
Home Haberler Çimento, cam ve seramik sektörleri 2024’te katma değerli ihracatla yükselişe geçecek

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), dünya üretim ve

ihracat sıralamasında üst sıralarda yer alan üç sektörün ekonomik, çevresel ve sosyal

dönüşümüne yönelik strateji ve eylemlerin belirlendiği sürdürülebilirlik planlarını

açıkladı. Günümüzde çevresel ve sosyal sorumlulukları yerine getirmenin ekonomik

başarı kadar önemli olduğunu söyleyen ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz, sürdürülebilirlik

odağında yüksek katma değerli üretime yönelen üç sektörün toplam ihracatının bu yıl

yüzde 4-5 bandında artarak yeniden yükselme ivmesi yakalayacağını söyledi.

Seramik, çimento, cam sektörlerinin ihracatçı firmalarını bünyesinde bulunduran ve 2 binin

üzerinde üyesiyle tek ve koordinatör ihracatçı birliği olan Çimento, Cam, Seramik ve Toprak

Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), üç sektör için de ayrı ayrı ‘Sürdürülebilirlik Eylem Planı’

hazırladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ÇCSİB Başkanı Erdem

Çenesiz, ÇCSİB Başkan Yardımcıları Tansu Kumru ve Abdulhamit Akçay’ın katılımıyla gerçekleşen

toplantıda açıklanan eylem planları, dünya üretim ve ihracat sıralamasında üst sıralarda yer alan üç

sektördeki ihracatçı firmalar için rehber niteliği taşıyor.

Mustafa Gültepe: “Karbon vergisine ödeyeceğimiz kaynağı yeşil dönüşüm için kullanabiliriz”

Yeşil dönüşümün Türkiye ve ihracat için bir fırsata dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen TİM

Başkanı Mustafa Gültepe, “İhracatta en büyük pazarımız Avrupa Birliği. Mayıs ayında 24,1 milyar

dolarlık ihracatın yaklaşık 10 milyar dolarını, yani yüzde 41’ini AB ülkelerine gerçekleştirdik.

Dolayısıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum konusunda elimizi çabuk tutmalıyız. Avrupa Birliği

üyesi olmasak da hedefleri dikkate almak, stratejimizi ve oyun planlarımızı bu hesaba göre yapmak

zorundayız” dedi. 2026’dan itibaren bazı sektörler için Sınırda Karbon Vergisi’nin devreye gireceğini

hatırlatan Gültepe şunları söyledi; “Eğer gerekli hazırlıkları tamamlayamazsak 2026’dan itibaren

her yıl 100 milyonlarca dolar karbon vergisi ödemek durumunda kalacağız. Oysa karbon vergisi

olarak ödeyeceğimiz kaynağı sektörlerimizin yeşil dönüşümünün finansmanı için kullanabiliriz. TİM

olarak Sınırda Karbon Düzenlemesi’ni ihracatçılarımıza doğru anlatabilmek için birçok çalışma

yürütüyoruz.”

Erdem Çenesiz: “Önümüzde zorlu ancak kaçınılmaz bir sürdürülebilirlik yolculuğu var”

Enerji, kaynak ve emisyon yoğun sektörler arasında yer alan çimento, cam ve seramik sektörlerinin

sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmaların merkezinde yer aldığını vurgulayan ÇCSİB Başkanı

Erdem Çenesiz, “İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenen çalışmalar,

karbon nötr hedeflerine ilerlemeyi sağladığı gibi uluslararası ticaretin dinamiklerini de hızla

değiştiriyor. Özellikle Avrupa’da uzun yıllardır bu alanda önemli adımlar atılıyor ve biz de bu

çerçevede hareket ediyoruz. Ancak artık yeni bir dönemeçteyiz. Sınırda Karbon Düzenlemesi

Mekanizması kapsamında olan çimento sektörümüz ve emisyon değeri yüksek olarak sınıflanan

sektörler arasında yer alan cam ve seramik sektörlerimizin önünde zorlu ancak kaçınılmaz bir

sürdürülebilirlik yolculuğu var” dedi.

“Yılın son çeyreğinde koşullar geçen yıla göre daha uygun olabilir”

2023 yılının dünya ve Türkiye ekonomisi için zorlu bir yıl olduğunu belirten Çenesiz şöyle devam

etti; “Sıkı para politikaları, küresel ticaretin daralmasına ve inşaat sektöründe küçülmelere yol açtı.

Ana ihracat pazarlarımızda talep daralırken, rekabet baskısı da arttı. Ancak sektörlerimiz bu

zorluklar karşısında yılmayarak yüksek katma değerli üretim ve ihracata yöneldi. Yeşil dönüşüm ve

dijital dönüşüm yatırımlarına ağırlık vermeye başladılar. Ortalama yüzde 80 ile ihracatta yerli

katma değerin en yüksek olduğu sektörler arasında yer alan üç sektörümüzün toplam ihracatının,

bu yılın son çeyreğinde koşulların da geçen yıla göre daha uygun olmasıyla birlikte yüzde 4-5

bandında artacağını ve büyüme ivmesini yeniden yakalayacağımızı öngörüyoruz.”

“Devlet desteklerinin artırılması ve finansman kaynaklarının genişletilmesini talep ediyoruz”

Seramik sektöründeki sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında da bilgi veren Çenesiz, “Sektörümüz

sürdürülebilirlik ekseninde dönüşmek ve yenilikçi çözümler geliştirmek hususunda fazlasıyla

potansiyel barındırıyor. Bu bağlamda seramik sektörünün atıklarının sektör içinde tekrar

kullanılmaya elverişli yapısı bu dönüşüm sürecinde önemli bir avantaj. Ayrıca bazı sektör atıkları,

endüstriyel simbiyoz kapsamında farklı sektörlerde de kullanılabiliyor. Enerji yönetimi, su

kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, ürün tasarımı ve üretimi, atık yönetimi, Ar-Ge ve inovasyon,

tedarik zinciri yönetimi gibi unsurlar da sektörümüzdeki dönüşümün temellerini oluşturuyor. Bu

süreçte özellikle yenilenebilir enerji kullanımında ve üretim süreçlerinde verimliliğin artırılması,

karbon emisyonunun azaltılması, eko-tasarım ve geri dönüşüm gibi uygulamalar öne çıkıyor. Tüm

bu dönüşümün desteklenmesi için devlet desteklerinin artırılmasını ve başta GES yatırımlarına

yönelik olmak üzere finansman kaynaklarının genişletilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Tansu Kumru: “Geri dönüşüm oranlarını artırmalıyız”

Türkiye’nin 4 milyonu aşan üretim kapasitesi ve yüksek ürün kalitesiyle dünyanın en büyük cam

üretim üslerinden biri haline geldiğini ifade eden ÇCSİB Başkan Yardımcısı Tansu Kumru, “Cam,

yüzde 100 ve kalitesinden ödün vermeden sonsuz kez geri dönüştürülebilir bir malzeme. Çevre

dostu bir ürün olan cam, kullanıldığı her alanda sürdürülebilirlik açısından büyük bir avantaj

sunuyor. Ancak ülkemizde geri dönüşüm oranları düşük seviyelerde olduğu için cam kırığından

yeterince yararlanamıyoruz. Ambalaj atıklarını çok daha yüksek oranlarda toplayıp geri

dönüştürmeli, bu sayede cam ambalaj üretimlerinde yüksek oranda cam kırığı kullanabilmeliyiz.

Öte yandan farklı enerji kaynakları kullanabilen hibrit fırın uygulamaları, atık ısının geri kazanımı

gibi enerji verimliliği çalışmalarımıza ve yenilenebilir enerji yatırımlarımıza aralıksız devam

ediyoruz. Camın sürdürülebilirlik konusunda çok önemli bir diğer fonksiyonu da binalarda enerji

tasarrufu sağlayan kaplamalı yalıtım camları ile yakıt ve klima kullanımını minimize edebiliyor

olması. Bu noktada kamu ve özel sektör iş birliği ile enerji tasarrufu sağlayan cam ürünlerinin yeni

binalarda ve bina yenilemelerinde zorunlu hale getirilmesi büyük önem arz ediyor” şeklinde

konuştu.

Abdulhamit Akçay: “Süreç adil değil ama farkı kapatmak için çalışıyoruz”

Çimentonun Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması kapsamında öncelikli kabul edilen altı

sektörden biri olduğunu hatırlatan ÇCSİB Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay ise “Avrupa’nın en

büyük üreticisi olan Türk çimento sektörü sürdürülebilirlik kavramı ile uzun yıllar önce tanıştı ve bu

alanda çalışmalarına başladı. Ancak Avrupa’nın 20 yılda kademeli olarak geçtiği bu süreç,

ülkemizde son derece kısa sürede gerçekleşmek durumunda kaldı. Regülasyonların

tamamlanmaması, sektörel azaltım hedeflerinin belirlenmemesi ve karbon ücretlerinin tahmin

edilememesi bu konuda yol haritası oluşturmak isteyen firmalar için bir bilinmezlik teşkil ediyor.

Dolayısıyla çok adil bir süreçten bahsetmek söz konusu değil ancak biz sektör olarak bu farkı

kapatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle son dönemde Türk çimento sektörü olarak yeşil

çimento adını verdiğimiz düşük emisyonlu ürünlerin üretiminde önemli bir artış kaydettik. Atık

ısıdan elektrik üretimine yönelik yatırımlarımızla yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine

denk gelen 155 megavatlık bir üretim kapasitesine ulaştık. Bu sayede atık ısı geri kazanım tesisine

sahip fabrikalar Kapsam 2 karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 22’sini azalttı. Diğer taraftan 2023

yılı itibarıyla alternatif yakıtların toplam yakıt kullanımı içerisindeki payı yüzde 14’e ulaştı. Sektör

olarak hedefimiz, bu oranı Avrupa ortalaması olan yüzde 53 seviyesine taşımak. Bu kapsamda

özellikle belediye atıklarının sektörde kullanımına yönelik süreçlerle ilgili belirsizliklerin giderilmesi,

kömürün ikamesi olan alternatif yakıtların ithalatının önünün açılması, özellikle cürufun atık

statüsünden çıkarılıp uluslararası standartlarda olduğu gibi ürün olarak değerlendirilmesi yönünde

beklentilerimiz bulunuyor” açıklamasında bulundu.

Katma değerli üretime ve ticarete katkı

Açılış konuşmalarının ardından sürdürülebilirlik eylem planlarını hazırlayan danışmanlık firması

Ernst & Young’ın yetkilileri bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda, sektörlerin genel değerlendirmeleri

yapılırken sürdürülebilirlik alanındaki mevzuatlar ve sektörel sürdürülebilirlik yol haritaları

hakkında da bilgi verildi.

Eylem planları, Türkiye’nin hem üretim hem de ihracat açısından önde gelen sektörleri arasında yer

alan ve aynı zamanda enerji ve kaynak yoğun sektörler içinde bulunan üç sektörün temsilcilerinin

ayrı ayrı sunduğu katkılar ile hazırlandı. Bu kapsamda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa

Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sürdürülebilirlik analizleri gerçekleştirilerek sektörlerin ekonomik,

çevresel ve sosyal dönüşümüne yönelik strateji ve eylemleri belirlendi. Planların, sürdürülebilirlik

eksenli yeni mevzuat düzenlemeleri ve belirlenen hedefler doğrultusunda üç sektörün katma

değerli üretimine ve ticaretine katkı sağlaması, aynı zamanda sektörlerde faaliyet gösteren

ihracatçı firmalar için kaynak oluşturması hedefleniyor.

Çimento, Cam ve Seramik sektörlerinin sürdürülebilirlik eylem planlarına aşağıdaki bağlantılar

üzerinden erişilebilir.

Çimento Sektörü:

https://ccst.org.tr/Uploads/arastirmaRaporlari_view/ccsib—surdurulebilirlik-raporlar—cimento-v4—basin.pdf

Cam Sektörü:.

https://ccst.org.tr/Uploads/arastirmaRaporlari_view/ccsib—surdurulebilirlik-raporlar—cam-v5—basin.pdf

Seramik Sektörü:

https://ccst.org.tr/Uploads/arastirmaRaporlari_view/ccsib—surdurulebilirlik-raporlar—seramik-v3—basin.pdf

Translate »